17 Aralık 2013 Salı

Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar







Çok ince atasözlerimiz olduğu gibi çok kaba atasözlerimiz de var. Ayrımcılık yapan, ötekileştiren, ötekileştirdiğiyle alay eden, onu aşağılayan, bazen de yücelten... türlü türlü atasözü...   Bunlardan bazıları hayvanları aşağılıyor, bazıları engelli, bazıları ırk, bazıları ulus, bazıları yoksul, bazıları varsıl ayrımcılığı yapıyor; ancak bazı durumlarda öyle cuk diye oturuyor ki o sözler, insan o sözlerdeki ayrımcılık unsurunu affedemese bile en azından hoş görebiliyor.


Kişinin kendisinde bulunmayan bir şeyin, birden bire çok çok fazlasına kavuşmasından söz ederken "Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz.'' diyor atasözü ki Allah, bazen bile değil neredeyse her zaman, sanki dağıtım kepçesinin adalet mandalı hep arızalıymış gibi  sahiden veriyor öyle bol bol, doğuştan torpilli ya da sonradan ''Yürü ya kulum.'' dediği bazı kullarına, biliyoruz.  Ancak doğuştan değil de sonradan fakat birden bire buldumcu, yani bir göz isterken ikisine birden sahip olanlar her şeyi çok çok bulunca doğal olarak kendilerini kaybediyorlar ki atasözü, içinden kıkır kıkır gülerek ve sahiden eğlenerek, onlar için de ''Görmemişin bir oğlu olmuş, tutmuş çükünü koparmış.'' diyor.

Çıkarları gereği çevresinde olup bitenleri görmemiş gibi davrananla duymamış gibi davrananların sıkı işbirliği ve muhabbetlerinden söz ederken ''Körlerle sağırlar birbirini ağırlar.'' diyor, ki bu sözün ete kemiğe bürünmüş halini çokça görüyoruz etrafımızda her gün, her saniye, fakat işte her ne hikmetse bazen bir şeyler oluyor, belki de ibreti alem için, çıkarlar çatışıyor falan ve ittifaklar bozulabiliyor.

Sahtekarlık, hırsızlık,dolandırıcılık,  ahlaksızlık, edepsizlik gibi kötü huyların bulaşıcı olduğunu anlatmak için yine yazık ki günahsız körlerle şaşıları harcayarak ''Körle yatan şaşı kalkar.'' diyor mesela atasözü, sonra çoğunluğu bilgisiz ve cahil olan toplumlarda bilgisi varmış gibi görünen kurnazların başa geçebildiğini, toplumu yönetmeye soyunabildiğini anlatmak için ''Körler memleketinde şaşılar padişah olur.'' diyor, sanki bugünümüzün kaderi binlerce yıl öncesinde yaşayan atalarımızın o sözüyle çizilmiş gibi.

''Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış.'' derken, bekle bir gün mutlaka çıkar demek istiyor, fakat bununla yetinmiyor, bütün hukuksuzlara   gözdağı verir gibi ''Bugün banaysa yarın sana." diyor ve bir de ekliyor: "Papaz her gün pilav yemez."

"El için kuyu kazan önce kendisi düşer." derken de eğleniyor yine kendi kendine atasözü, belli ki bir bildiği var, "Kendi düşen ağlamaz." derken bildiği net bilgi gibi.   

"Minareyi çalan kılıfını hazırlar." diye hakları gasp edilenlerin içine kara bir umutsuzluk ağı örerken öte yandan "Yalancının mumu yatsıya kadar yanar." diyerek insanın içine iyi gelecek bir ferahlık üflemeyi de unutmuyor.

Her ne demişlerse hepsini doğru söylememişler atalarımız ama bazen çok doğru sözler etmişler açıkçası.
Bir Kenya atasözü, hiç mecaza falan kaçmadan "Filler tepişirken çimenler ezilir." dese bile, "Dağ ne kadar yüce olsa da yol üstünden aşar." diyen atalarımın ellerinden öperim.

Aysel Korkut


foto: geyikmerkezi.com